26 O, şu hayatta tutunabildiğim tek şeydi.. Hani birileri olur ya hayatında, ondan bir an haber alamayınca midende bir ateş dolanıp durur. Boğazın düğümlenir, dudakların kurur... Hani bir daha o olmazsa diye korkarsın ya... İşte öyle sevdim onu.. .
Gülüşünü sevdim, Bakışını, Ses tonunu... İnsan birine gönlünü verince dünyanın en çirkin insanı da olsa güzel görürmüş. Çünkü sevda, gönülden bakabilmekmiş sevdiğine. Ben tüm dünyaya gözlerimi kapatıp ona yüreğimi açtım. Ona çiçekler büyüttüm pencerelerimde, ona umutlar besledim, dualar ettim... Ben hayatım boyunca bir tek ona teslim oldum böyle, bir tek ona direnmedim, bir tek onun karşısında silahsızdım... Öyle çok sevdim ki onu... İşte bu yüzden her yanım kırık, dökük... Bu yüzden en derin yaralarımda onun parmak izleri var.. .
Gitti bir gün. Beni en çok inciten sevmemesi değil, seviyor gibi yapması oldu aslen. Ne gerek vardı ki buna? Güzel şeyler de son bulabilir elbette. Ama güzel kalabilmek aslında tüm mesele, birinin yüreğinde, hatırında...
O, bende güzel başlayan ama asla güzel kalamayan bir anı şimdi. Onun için üzüldüğüm zamanlar geride kaldı. Öyle soğumuşum ki... Yüreğim buz... Dilerim bir daha kesişmez yollarımız. Çünkü artık ona üzülmem, sadece acırım.. (Ezgin Kılıç)