4 Her şey çözülüp gidiyor bu dünyada Bir biri içinde Bir biri peşi sıra Bir tad dudakta Bir ses kulakta Sen toprakta çürürsün canım kardeşim Ben ayakta.
3 Hayatın tamamını anlamalısın, sadece küçük bir parçasını değil. İşte bu nedenledir ki okumalısın, bu nedenledir ki göğe bakmalısın, bu nedenledir ki şarkı söylemeli, dans etmeli, şiirler yazmalı ve acı çekmeli ve bütün bunların yaşam olduğunu anlamalısın.
2 geri dönüp de dokunmak da var bu sefer unutulur kalp unut seferine gözkapaklarında talihsiz bir temasın son seferberliği şahin gözyaşların da var masalına, masallara geçilmiş çarpışan yıldızlar gel bu aydın bulvarından tekrar özlemlerini dinle o! yürekleri kilitleten radyo o! kalbin ritmini bozan orkestra o! nefes darlığının oluşturduğu yüksek ve yürek çarpıntısı o! yıldıza kendi zehriyle oluşturduğu ilaç. nasıl da veda edilir ki bana doğru yıldız veren veda busesi kabullenemez can çekişip ölen hatıralar suçumuz mu, bir bardakta saçlarını ıslatan okyanus kirpikleridir titreten doyurur geri çekilen okyanusa karışmış toprağı bu sefer yer çekimi yar çekimi'ne yeniliyor sen bana karışıp narin ve derin unutulmuş bir şeyin ağırlığı gibi tam da okyanusa yanılmaya çalışıyor bu şiir sindirilmiştir tenim ve derin adın, yıldız pompalayan bir organ ve rüyalar gözlerini ezberletir bilmezsin ki. aydın otobüs yolcuğu bir yalnızlık savaşıdır gözlerin, derin bir nida palavrası ve kalabalık dudaklarından geçiyorum serin ve seli ensende bir askerin son nöbeti ve bedenin solgun bir yaz akşamıdır eylül'dür. aydına yaklaşıp eylüle yaklaştırdığın platin dudaklı yıldız tanrısına bir gece yaklaşıp balkondan asılıp vedaya asılmaktı sırrım: vurulmuşum işte ki sen bana eğilirken tekrar saçlarına yaslanayım yalnızca özlem için yapmak.. serin ve derin bir içgüdü aldanıyorsun! o mecburi dudakları terk etmiştir bir ömrün barınağını bir gece otobüsüne incinmiş yapılan konseyleri özledim bekledim de karanlığın serseriliğine aldanmış benim yaklaştığım tarih, cennet en çok böyle korsanlar yaklaşır eylül'e birbirimizi hiçbir zaman görmemiş gibi yapıp kendi bilekliğimi sana armağan edip kalbime koyduğum pusula aydın bu suça boynunu yazmalı hangi geceydi bilmiyorum eğer ölebiliyorsan 10'dan önce öl bu sefer sonsuzluğa geri saya saya.
2 Çaresiz direniyorum bu dönüm noktalarında kimse elini uzatmıyor Bir gürültülü yaşamaya gidiyor dünya boşalan bir deniz gibi Bu sesler ormanında kaybolan bir çağ bu.
8 incelen yazın akşam esintilerinde zaman usulca sıyrılır aramızdan ta içimizde duyarız gelecek günlerin geçmişini başka ne gelir elimizden büyük bir uzaklığa gülümseyerek geçiştiririz ıskaladığımız şeyleri .