9 ( BÖLÜM 3 )... onbeşinci postit'e kadar her şey yolundaydı. İlişkimiz anlam kazanmaya başladığı sırada otobüse binen yaşlı bir kadın orta kapıya doğru ilerlemeye başlamıştı, sekizinci harikanın kendisine doğru adım adım yaklaşan tehlikeye yer vereceğinden hiç şüphem yoktu. Ben ilişkimizin böyle yarıda kalacağı endişesi ile dilsiz sağır bir gerginlik yaşıyor, içimden “Hay ******* , ne işi var bu yaşta kadının belediye otobüsünde diyordum, otursana evinde torunlarını sevsene, fındık yesene, çorap örsene” diyordum. O anda bir mucize gerçekleşti ve kendisiyle hemen hemen aynı yaşlarda bir amca kalkarak yaşlı teyzeye yer verdi. Belli ki amca teyzeye iş atıyordu, heyecan doruktaydı. Yaşkı teyzenin göğsünün altına kadar çektiği fistan eteği amcanın gözünü alıyor, yaşlı teyze de bu durumu kayıtsız kalmayarak yaşlı amcaya başını sallayarak teşekkür ediyordu. 16. postit..
-Adın ne?
-Sekizinci harika: Ece..
17.postit; - Biliyor musun, adım naile deseydin bile çok güzel bir adın olduğunu düşünecektim. Çünkü isimleri güzel yapan onları taşıyan kişilerdir. Ama ece gerçekten güzel. - Sekizinci harikanın adı “Ece"idi. Ece, otobüste başlayan ilişkimizi bir adım daha ileri götürerek K... -T...dolmuşunda da sürdürelim diye sormak geçti içimden, daha sonra eceyle ilişkimiziniz sonraki adımının K...-E... vapurunun kıç tarafı olması gerektiğini düşündüm .Bu yüzden sorumu erteledim . Fakirhane bir yerde yaşadığımız dönemlerde annemin sürekli kazak ören Naile isminde bir arkadaşı vardi. Kadın tek seferde omuzunda 20 litrelik su bidonunu yaşıyabiliyordu. O yaşıma kadar hayatımda onun kadar çirkin bir kadın görmemiştim. ( Bir defa babaannemi köydeki evde duş alırken görmüştüm, ondan bile daha çirkindi.) Naile teyze muhtemelen ölmüştür,ölünce naile teyzenin kişisel tarihi güzellik kazanmıştır belki. 15 yaşında öğrenmiştim. Bir cenazenin kalabalığı kişinin yaşarken ne kadar sevildiğinin göstergesidir.Sonra bir şey daha öğrendim, cenaze pazar günleri ve yağmurlu havada olunca ilk öğrendiğim anlamını yitiriyordu...