6 Neyse...Hoşgeldiniz... Oooo... Sen de mi geldin? Senin ne işin var bu iyi insanların arasında? Sana söyleyecek çok fazla sözüm yok. Öyle hızlı çirkinleşiyordun ki, ilk gördüğümde başımı aklıma dar eden gözlerin bir anda iki dipsiz kuyuya dönüşebiliyordu. İçine girenler çıkamıyordu bir daha. Bir sürü ölü sevda yatıyordu içindeki bataklıkta. Neyse... Tatsızlığa gerek yok. Madem ki bu gece hepiniz buraya beni görmeye geldiniz, madem ki hepinize bir ömürlük ikram sunmuşluğum var, hoşgeldiniz sevgili eski sevgililerim. Biliyorum, bu çoğul tanımlama rahatsız ediyor hepinizi. Hiçbiriniz "eski sevgililer" grubu içinde anılmak istemiyorsunuz ama hep birlikte gelmişsiniz işte. Yapacak bir şey yok. Elbette pis işlere de bulaştık bazılarınızla. Yanlış zamanlarda yanlış şeyler söyledik birbirimize. Ama hiçbirinizin yüzünü silemedim yüreğimden. Hiçbirinizin fotoğraflarını atmadım mesela. Yaşadıklarımı hep taşımak istedim sonrakilere. Hepinizin adını göğsüme işledim ve taşıdım göğsümde muska gibi... Bir tek sen hariç. Ki, buradaki herkes de biliyor ki en çok seni sevdim. Ben seninle herşeyi göze almıştım. Ama şimdi belki de ilk kez bir fotoğrafı yakacağım. Hangi fotoğrafı biliyor musun? Hani sen ve ben... Hani bir yazlık ikindisinde... Hani ellerin ellerimle, birbirimize bakıyoruz... Birbirimizin taa içine bakıyoruz. İşte o fotoğrafı yakmak istiyorum şimdi. Hayır yalan söylediğin için değil. Hayır başka sarılmalara aceleyle koştuğun için de değil. Yakacağım o fotoğrafı, çünkü farkettim ki sen orada bana bakmıyorsun. İşte bu yüzden, bende yaşadığım bir şeye ilk kez zarar verme dürtüsü uyandırdığın için. İlk kez çırılçıplak bir pişmanlık duygusuyla yüzyüze getirdiğin için yakmak istiyorum senden kalan ne varsa. Fotoğrafların, gülüşün... Neyse... Hoşgeldiniz sevgili eski sevgililerim... Ne o? Gidiyor musunuz? Öyle ya hep bunu yaptınız zaten . Güle güle ✋