5 Öyle bir hayat işte bir sonu olduğu muhakkak ancak bitmeyen bir yarışta hep var... İnsanız sahip olduklarımızla mutlu olmayı değil de başkalarının sahip olduklarıyla mutsuz olmayı seçiyoruz. Belki de çok yanlış yerden bakıyoruzdur her şeye? Belki de melek sandıklarımız şeytandır aslında. Hani o her şeyin çok fazlasına sahip olanlar...
Bataklıkta gül yetişmez. Aynı zamanda bataklığa atılan gülün de kimseye faydası olmaz. Kimsesiz çocuklara yardım eden ama bununla birlikte şu şans oyunları denen iddia sisteminin içinde olan bir tanıdığım var. İşin özüne iniyor mu yoksa inmekten korkuyor mu bilemem ama ben yüzüne söyledim geçenlerde...
O şirketten kazandığın parayla kimsesiz çocuklara yardım ediyorsun ve melek oluyorsun. Peki babalarını şans oyunu adı altında kumara alıştırıp evdeki rızklarını kesip ailelerini dağıttığın kimsesizleştirdiğin o çocuklara yardım ettiğinde gerçekten melek mi oluyorsun?
Kimse böyle melek olmasın. Bazen hiçbir şey yapmamak evet evet hiçbir şey yapmamak bazı şeyleri yapıyor gibi görünmekten çok daha hayırlı ve iyidir. Elinizi vicdanınıza koyun tabii yerini bulabilirseniz...

7 Her gece beni özelden arayan kişi artık neden aramıyorsun alışmıştım sana tanımıyordum seni, ama seninle dertleşmek iyi geliyordu derdini dinlemek derdine ortak olmak çok iyi geliyordu özellikle de derdimi anlatabiliyordum sana senden sonra özelden arayan çok oldu ama kimse yerini dolduramadı zaten bende derdimi anlatamadım. Bazen zamansız aramandan çok rahatsız oluyordum sinirlerim bozuluyordu ama yinede iyi geliyordu senden sonra derdimi kimseye anlatmadım hep içime attım tekrar ara iyice yalnızlığa boğuldum ....

5 Ve aslında hiç romantik bir adam değilim. Olamazdım da zaten. Romantizm bize yanlış anlatıldı. Aklıma ilk gelen şey sönmüş ışıklar masada yanan mumlardı. Öyle öğretmişlerdi bize filmlerde...
Ben başka şeyleri sevdim. Elmacık kemiğinden öpmeyi mesela... Serçe parmağını tutmayı ama halay çekmeyelim. Sadece serçe parmağından tuttuğumda bile bana ait olduğunu hisset yeter.
Ve bir gün beni çağırdığında ''Şuna mama yapsana'' de. Çocuğumuz olsun yani... Anlatabildim mi? Söylemiştim romantik değilim diye. Soyadımın bebeği, öpüyorum çok... Biliyorsun nerden olduğunu...

6 Zaman tükeniyor ve aşık olmak her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. Her şeye mantıkla yaklaşmak kalbi susturmak korkmaktan başka bir şey değil ve korku aklı kapladığında, kalp varlığını yitiriyor. Midede uçuşan kelebeklerden bahsetmiyorum bile.
Yol uzun ve seni bulmak icin aramak lazım. Aramakla bulunmaz zamanı gelince o seni bulur derler. Zamanı mı gelmedi yoksa bizim hatun yolları mı karıştırdı bilinmez. Aynı gökyüzüne bakıyoruz, ellerimizde başka eller... Gelirsen hayır demem, öpüyorum gülüşünden.

8 Elbette insanın duyguları değişebilir ama asıl yetenek her geçen gün karşındaki insanı bir kez daha sevebilmek için bulduğun bahanelerdir. İnsanın ilişkiye duyduğu saygı tam olarak da budur zaten. Bugün seni seviyorum, yarın da bir neden bulur severim. Daha sonra seni yeniden keşfeder yeniden severim. Benim senden başka işim yok ki…

6 Cam tavanlı bir evin içinde gökyüzünü izlemeliyiz seninle... Aklımızda birbirimizden başka hiçbir şey olmamalı. Yağmurun yağışını sevmeliyiz, bir de birbirimizi... İkimiz diye bir cümle olmalı. Sonu olmayan bir cümle olmalıyız. "İkimiz" sadece bir kelime olabilir deme... Biz sonsuz bir cümle olalım seninle... İçinde sen olan her şey bir parça sonsuzdur benim için. Sonsuz bir cümle olalım.

Kendine bir cümle al.☔️🎈💙🆎

7 Moda moda diye kendini yiyip bitiren kızlar asrın tarzı değil imanın farzı kurtaracak sizi. ..

5 Ne yapmaya çalıştığını bir anlasam dediğimiz insanlar var. Çözemiyoruz işte, bulmaca gibiler. Bizim komşunun oğlu taksici İsmet var mesela. Adam gerçekten ‘cool’. Hani öyle ‘cool’ olmak için zorlayanlardan değil. Bence hayatla dalga geçmeyi biliyor. Geçen gün sevgilisiyle konuşuyordu. ‘’Ben seni çilekli puding kadar seviyorum’’ dedi. Bir adamın en sevdiği şey çilekli puding olabiliyor. Bu arada İsmet adalete inanmadığı için hukuk bölümünü 3. sınıfta bırakan biri. Onun yaptıklarını, göze aldıklarını görünce bir derin nefes alıp, vay ne ‘cool’ adamlar var diyorum. Hem çilekli puding seviyor, hem sevgilisini çilekli puding kadar seviyor, hem taksicilik yapıyor, hem de iki günde bir kitap bitiriyor. Belki de hayatı doğru yaşayan o. Ben de severim çilekli pudingi ama sevgilimin yanında lafı olmaz.

6 Neden sevdiğinin cevabını bulamazsın bazen. Alışkanlık desen değil, ondan güzelini bulamam desen değil, seni çok iyi anlıyor desen o da değil... Yeniden birini sevmek istemiyor olabilir insan, sevmek yorucu iş, bir iş, bir oluş, bir varoluş... Peki insanlar neden yalnız? Çünkü insanlara yeterince şans vermiyoruz. Biri bize vermiyor o şansı, biz başka birine vermiyoruz. Bu bir kısırdöngü işte. İnsan, keşfedilmesi en güzel şey aslında ama sabır gerektiren bir şeydir bir insanı keşfetmek. Amerika’yı yeniden bulmaya gerek yok ama insan keşfetmeli karşısındakini, keşfetmeden sevemez ki... Mükemmel cümleler kuran bir sevgilin varsa, ehh işte tipi de idare ediyorsa, bir de senin tarzına uygun giyiniyorsa, çok daha fazlasını istemek işin suyunu çıkarmaktan başka bir şey değil. Ki zaten bu özelliklerden genelde ‘’ehh işte tipi idare eder’’ kısmına rastlıyoruz. O da haliyle yetmiyor. Bu arada bana kahve yapan bir kızdan daha çekici bir kız varsa, o da ‘’Bana kahve yapsana’’ diyen kızdır. Neyse kahveni iç, soğutma...

5 Ve gerçekten değerli olmak istemiyorum başka birinin kalbinde. Belki de en yakışmadığım yer orası. Beni göğsünde uyut, belki o zaman büyürüm. Sana daha uzak olan bir yere gidebilirim ama senin olmadığın bir yere gidemem. Dünya Bingöl'den ibaret değil belki... Belki her yer başka, her yer farklı ama insan yanında taşıyor sevince... Mesela istediğin kadar uzağa gidebilirsin ama kaçamazsın, zaten kaçmak kendini kandırmaktan başka bir şey değil. İnsan aynı yerdeyken nasıl kaçar ki? Ve bir kalbin içini ‘’kendine iyi bak’’ lafı boşaltabilir mi? Biraz düşün, sonra beni yeniden sev. Olmadı yeniden gidersin, alıştım ben.