2 Yitirdiğim bir şey var, sende arıyorum, Yüreğim bir madenci feneri, yol uçurum … Yaklaşma diyorsan, peki umudum, Bir daha kimseden sormayacağım seni; ------Söz olsun! …
Akrep tutmuş gibi kirpiklerinin ucundan, Beni görünce üşüyorsun, tamam … Uğramam bir daha kamçılasa da kan, Sana kör bakacağım, görmeyeceğim seni; ------Söz olsun! …
Dağlara doğru uçan kuşlarla, Tüm sırları soyulmuş nemli düşlerle, Öfke çiçekleri getiren kışlarla, Korkma, yokuşlarda yormayacağım seni; ------Söz olsun! …
Kurtlar gibi ulusa da gönlüm ardından, Sormayacağım yüzünü, izini yollardan … Tüfeğimin namlusunun ucuna konan Kınalı keklik olsan da vurmayacağım seni; ------Söz olsun! …
Bir kuvvet iksiridir eski fotoğrafların, Bakışların konuşur, kilitlense de dudakların. Şimdi yol ayrımındayız, bakın Af çıkmazsa eğer sarmayacağım seni; ------Söz olsun! …
Elindedir, dönüştür bu ağıdı serenatlara, Düş atları uçursun bizi bulutlara … İki kılıç gibi dövüşürken akla kara, Adak olsan da kurban vermeyeceğim seni; ------Söz olsun
4 Kaçardık pencereden bazı geceler Dertleşmek için Kimi yapamadığından Kimi utanıp sıkıldığından Kimi de Anlatma ihtiyacı hissetmediğinden Anlatmazdı belki Ama Kim ne derse desin En güzel sevdaları Biz hep o dönemlerde yaşadık Kerem ile Aslı’yı Ferhat ile Şirin’i Leyla ile Mecnun’u Doktor Jivago’yu Madam Bovary’i Ve hatta Sheakspeare’nin Romeo ve Jüliet’ini Kendi sevdalarının Küçüklüğünden şüpheye düşürecek O koca koca aşkları Biz çaktık Kız yurdunun önündeki kaldırımlara Biz kazıdık Bekar odalarımızın duvarlarına
Lakin Biz sevdiklerimizi Saman alevi aşklarla aldatmadık Ne bir öğrenci bunalımında Kampüsün ara sokaklarına Bırakıp kaçtık onları Ne de sattık Beyoğlu’na