1 Felsefe 2. Sınıf 2. Öğretim hep üç kişi geziyosunuz son bir kaç aydır gözüme çok fazla takılmaya başladın. Bu arada montun çok yakışmış 😆 devamsızlık yapmaya başlamışsın pek göremiyorum seni derslerini asma cici kız😍
6 Aslında hiçbir sorumun cevabı değilsin ama seviyorum işte. Olmasan da olur diyemiyorum, seviyorum. Seninle yürümek daha güzel, yürümeyi de seviyorum. Yürüyüşünü seviyorum. Arabalardan korkmanı seviyorum. Karşıdan karşıya geçmeni, bir şey yerken beni izlemeni seviyorum. Benim yanımda mutlu olmanı seviyorum. Başka bir adam yapmaya çalışmıyorsun beni. Böyle kabul ediyorsun, kabul edişini seviyorum. Beni okumayı seviyorsun, beni seviyorsun. Seni seviyorum. Her insan gibi değil, başka seviyorum ben seni. O her sıradan adam gibi değil. O sıradan kurulan cümleler gibi değil. Ben seni, başka bir alfabeyle seviyorum. Git dediğimde gidemeyişini Arkamdan bakarken üzülüşünü seviyorum. Biz Bize yeteriz bizi seviyorum .....
6 Bahçede arkadaşlarla toplanmış birbirimize pişmanlıklarımız dan söz ediyoruz. Herkes birer birer anlatıyor sıra bana gelmişti. Herkes anlatmamı bekliyor. güldüm ben hiç bir zaman hiç bir şeyden pişmanlık duymadım ve duymam dedim. Biliyorum büyük konuşmuştum o zaman kendimden öyle emindim ki. Eve geldim okulda söylediklerimin üzerinde biraz düşündüm. Kendi kendime ben niye pişman olayım karşımdaki olsun türü şeyler söyledim. O sırada İnternet de bir yazı çarptı gözüme. Yazıda eğer bileklerimizi kesmek istiyorsak buza yatırıp biraz beklesek keserken hiç bir acı hissetmeyeceğimiz den söz ediyordu. Çayımın bittiğini fark ettim ve yazıyı okumayı bırakıp içeri çay almaya geçtim o sırada öğrendiğim bu bilgiyi bizimkilerle paylaştım. Annem nereden bulursun böyle saçma şeyleri anlamam gibi zırvalıklar söyledi. Babam aldırış bile etmedi beni tek kardeşim dinlemişti ve garipsemişti. Bende çayımı alıp ama gerçekten canımızın yanıp yanmayacağını merak ediyorum dedim ve içeri geçtim. Ertesi gün akşam annem babam komşuya gitmişlerdi beni de arkadaşlar aradı bende dışarı çıktım. Çok durmadım zaten dışarıda kardeşim evde yalnızdı ee kız sonuçta korkar falan diye düşündüm ve erkenden eve geri döndüm. Eve geldiğimde kardeşim banyo daydı. Bende açtım bir film izlemeye başladım neyse film bitti kardeşim daha çıkmamıştı merak ettim. Ve bi kaç sefer seslendim hiç ses yoktu korkma başladım. Ve kapıyı zorla açtım. Kardeşim bilekleri kesilmiş kanlar içinde yerde yatıyordu. Hemen bizimkileri aradım ambulans falan geldi eve cesedi kaldırırlarken bir şey dikkatimi çekti aynanın önüne bir not bırakmış. Notta ise '' abi işe yarıyormuş'' yazıyordu. Ah ulan ben şimdi yaşadığım bu pişmanlığı size nasıl anlatayım.
4 Dermansızım, canım, yaram, sızım... Nasılsın iyi misin bensizlik nasıl ? Yokluğumda koruyor mu seni . Benim koruduğum gibi. Peki anlamsızca saç tellerinin ucundan ta köküne kadar koklayıp çekiyor mu içine. Benim gibi yüzünün en ince ayrıntılarını ezbere biliyor mu? Yada ne bileyim beraber yürürken falan elinin eline değmesiyle mutluluktan çıldıran. Sen telefon edince telefondan daha fazla kalbi titreyen bir kalp mi taşıyor. Veya sana yazdığım gibi yazıyor mu duygularını daha doğrusu içindekileri sana dürüstçe döküyor mu ? Sen yoksun artık. Bende senin için yokum. belkide beni başkasıyla düşünüyorsun ama bilmiyorsun ki sen benim son gülümdün.
7 Yaşım fazla yok ama Bingöl'de emek denilince akla gelen bir kaç insandan biri olan bir emekçi abimiz var kendisiyle ne zaman otursam bir çay muhabbetinde asıl amacının çocuklarını okutmak olduğunu söyler bana.. Yazık yemin ederim çok yazık bu şehrin çocuklarısınız çok cinayete şahit oldunuz çok insanın umutları ve hayalleri gözlerinizin önünde kaybolup gitti. O lanet olasıca üniversiteye girince sizleri kimse tanımıyor sanıyorsunuz ama biz bu şehrin çocuğuyuz bu şehirde dönen dümenin farkındayız. Lütfen insanlara farklı görünmek için o insanların emeklerini hiçe saymayın babanızın emeğine saygı duymayı öğrenmediğiniz sürece inanın ütopya da var etseniz boş..