6 İnsan istiyor sevdiğinin çocukluğunu da bilsin..

7 Seni bir başkasının yanında gülerken gördüm, bu yalnız başıma ağlıyor olmamdan çok daha kötüydü... 

8 Ayrılık;
Artık,her sabah boşluğa sarılacak olmanın göğüs kafesine baskı yapmasıyla ortaya çıkan sıkışmanın, başka bir parça ile bütün olmayı dilerken yarım kalmış tek kişilik bir ızdıraba dönüştüğü an karın bölgesinin ortasına gittikçe soğuyan bir taş yerleşir yüz soğur çünkü, hep görmek istenilene artık hiç bakılamayacaktır çünkü bir beden diğerini sonsuza kadar kaybetmiştir. O gün gitmeden önce yanımda kaç sigara içti, kaç sigara sürdü ayrılmamız bilemiyorum sonra, keşke kalkarken hepsini alsaydım dedim öper sayardım kaç defa çaldı kapatmayı umursamadığı cep telefonu?başka bir vücutt mu?  girdi beden hafızasına.
!Burası tamam.
!Burası morg.

5 Kalın fondoten tabakasının arkasındaki yüz ağlıyordu, 
Parlatılmış dişleriyle verdiği bütün gülüşler sahteydi biliyorum ona bir an bile inanmadım,
Bel hizasına inen saçlarını kestireli on gün olmuştu,
Hala esmeyen rüzgarın dağıtmadığı saçlarını acıdan senkronu kaymış yüzünden topluyordu ağlasa gözyaşı dikine inen kılıç gibi dudağının yanına ölü uzanacaktı,
Ağladı... 

8 Ben dibi yosun tutmuş karanlık kuyu, ona ışığım kalmamış da ondan eğilip bakmamış.
Aslında büyütülecek şey de değilmiş bu olmazlık konunun kendi olduğunu bilmemiş, ondan olmamış.Zaten benim sesim kısık, bağırsam yanımdaki duymaz, yırtıp parçalasam boğazımı sesim otobüslere çarpmış, ondan kulağına varmamış.İnanıyorum bir gün geleceğine, elbet gelir neden gelmesin..Kim inkar etmiş ayağının önüne serilmiş gölgesini, en fazla doğru yerde değildir diye düşünürüm belki güneş gözünü almışta ondan görmemiş. Ben çıktıktan hemen sonra gelmiş, ben gelmeden hemen önce çıkmış..
aradığımda sesi sessizdeymiş Ben sevdikten biraz sonra gitmiş..Yoksa niye konuşmasın
Bir çift dudak böylesi mucize iken
Öyle güzel, baharda ayva çiçeği.O yaz,ben kış..Yoksa niye gelmesin... 

10 Masanın üzerinde bıraktığın, hala saçının sıcaklığını taşıyan o küçük tokana, olur da bir erkek gelir elini sürer, onu masanın diğer kenarına koymak maksadıyla.. Saçının kokusu parmaklarına siner.. Parmaklarına sinmiş kokun ile bilmeden elini dudağına götürür.. Kokun dudağına düşen nefese değer.. ve bana neden öldürdün adamı derler, anlatırım gülerler.. Kokunu hiç bilmezler

12

Ben kırılmaya kalbimden başlamadım, Ellerimi bıraktığın gün parmaklarım kırıldı,Sarılmayıkestin, kaburgam kırıldı, Konuşmayı bıraktık, sesim kırıldı, Öpmedin, nefesim kırıldı, Okşamadın hiç, saçlarım zaten kırıktı, Özlemedin, hasretim kırıldı, Aramadın varlığın kırıldı, Sevmedin demeye dilim varmıyor, sevmişsindir belki az da olsa söylemedin hiç, Kalbim kırıldı...

6 Yürürken seni düşündüm yemek yerken, su içerken, uyurken ve uykusuzken. Başım ağrıyorken, içim ağlıyorken,endişeli ya da memnunken. Hep seni düşündüm mutluyken seni düşündüm, mutsuzken seni düşündüm şimdi eğer oralarda bir yerde acaba aklına geliyor muyum” diye aklından geçirirsen şöyle dur ve düşün çünkü ben bu şehrin her santiminde seni en az 3 defa düşündüm bil ki kan olsan ağzımdan gelirdin.
Can oldun.. ömrüm yolunun üstü, hala gelemedin..

7 Üzgün olduğum doğru içimde olan biteni kendime bile açıklayamıyorum çoğu şey ile bir çok kişiyle ilgim yok senden ibaret olduğum sana içtiğim sana uyuduğum doğru bazen ortasında kaldığım bu durumun anlaşılabileceğini düşünmüyorum. Yaşıyor musun deseler evet diyemem, öldün mü deseler cevabım yok sokaklar kalabalık eksikliğini yüzüme vurmak için ıslak ve yağmurlar hiç olmadık zamanda yağar, ağlamak gibi şimdi her nerede ne yapıyorsan buna devam et hiç olmamışım gibi ve hiç olmamışsın gibi kiminle ne yapıyorsan devam et, ağlamak gibi..

7 Şimdi burada durmuş kendime bir daha kimseye değer vermemek üzere telkinlerde bulunuyorum. Bunu kırık bir kalp, incinmiş bir ruhla ve bir daha kimseye güvenemeyecek olmanın üzüntüsüyle yapıyorum. Bunu bana nefret ettiklerim yapamadı, bunu bana beni sevmeyenler yapamadı. Kahrolası; en sevdiklerim, bunu bana hep en sevdiklerim yaptı, en çok sevdiklerim..