0 Kuantuma dair paylaşım yapan saygıdeğer arkadaş. Buyur beraber bu konuda konuşup tartışalım. Bilime dair, fiziğe dair konuşmak istersen bir ipucu bırak ben konuşmak isterim bu konuda.
Rumuz: Her Şeyin Teorisi
1 Acil işe ihtiyacım var mağaza dışında her iş olur, cafe tercihim deneyimliyim yardımcı olabilecek var mı?
0 Selamun aleyküm. Kardeşim Rice etsem paylaşır mısınız? Kedi sahiplenmek istiyorum. Kedisini sahiplendirmek isteyen olursa bana ulaşmasına yardımcı olur musunuz?
0 Elinde satılık ucuz koltuk olan var mı. Olan varsa yorumlardan ulaşabilirim (seksen karakter)
0 Ulan ! Milli piyango bana çıkacakmış hissi var içimde. Bide gerçekten çıkarsa varya hayal bile edemiyorum 😀
#mistikdegilMustafa
0 Yok mu uygun fiyata yada ücretsiz keman verebilen bi babayigit😀🎻♥️🎻♥️🎻♥️🎻♥️🎻♥️keman aşkı♥️♥️🎻🎻
0 Aşık olmak istiyorum ama bir türlü aradığım kişiyi bulamadım ...............
0 Berfin A. adına bir kart bulunmuştur Cafe P. da tanıyan varsa ulaşabilir mi?
0 Beni merak eden kişi merakın gitti mi bir türlü bana ulaşamadın bakıyorum artık millette merak etmeye başladı bir bir birine kavuşsunlar diye 😂 nerdeyse çık ortaya bu kadar oyun yeter 😊
[ ] Rumuz : Fenerbahçeli 🇺🇦
0 Bir hanımefendi anlatıyor:
1919 yılı idi. İstanbul baştan aşağı İngilizlerin işgali altındaydı .
Liseyi yeni bitirmiştim. Güzel bir kızdım. Dünür gelmeye başladılar.
Biri avukatmış, gösterdiler uzaktan, boylu poslu yakışıklı bir delikanlıydı, beğendim. Nişanlandık. Nişanlımı seviyordum. Mutlu bir yuva kurmak hevesi ile lamba ışığının altında sabahlara kadar oyalar örüyor, çeyizler
hazırlıyordum. Ama çok geçmedi ki, mahallede bir dedikodu yayıldı. (Ayşe’nin nişanlısı avukat değilmiş, ipsizin biriymiş, üstelik cami önlerinden tabut taşıyarak karnını doyuruyormuş..) dediler.
Alt üst oldum. Babam götürdü, uzaktan izledik, gerçekten de tabut taşıyordu…Yıkıldım. Nişanı atıp, ayrıldık.
Aradan 5 yıl geçti. Evlenmiştim, Bir de çocuğum olmuştu. 1924 yılıydı. Artık ülkemiz özgürdü. Bir gün Beyoğlu’nda rastladım O’na. Oğlum yanımdaydı. Beni görünce titredi, çeketini düğmeledi. Saygı göstererek durdu önümde.
– Vaktiniz varsa size bir çay ikram etmek isterim, dedi.
– Olur, dedim. Bir büroya girdik. Burası bir bürosuydu ve kapıda adı yazıyordu. İçeride yardımcıları çalışıyordu.
– Siz gerçekten avukat mısınız? dedim.
– Evet, dedi.
– Peki, avukatsınız da neden cami önlerinden tabut taşıyordunuz? diye sordum.
Durdu, başı öne eğildi.
– Beni affedin , dedi. İstanbul işgal altındaydı, Her taraf İngiliz askeri kaynıyordu. Her şeyi didik didik arıyorlardı. Biz de Anadolu’ya, Milli kuvvetlere ancak, cenaze süsü vererek tabutlarla silah kaçırıyorduk.
Bu ülke için yaşamsal bir işti. Bunu size bile söyleyemezdim!…
BU VATANI, CANLARINI ve AŞKLARINI FEDA EDEBİLENLERE BORÇLUYUZ.
Yusuf E.